• Gizli içerikleri açmak için anlamsız yorum yapmak, kışkırtıcı davranışlarda bulunmak ve link kısaltmak BAN sebebidir.

Divriği

CyberHawk

WebMaster
Kadim Üye
Katılım
12 Ara 2018
Mesajlar
16,113
Tepkime puanı
7,494
Puanları
108
Ödüller
1
Konum
Adana
Divriği

Sivas ilinin bir ilçesidir.
Tarihi


Sivas ilinin büyük İlçelerinden biri olan Divriği eski bir tarihe sahiptir. Hititler zamanından beri yerleşim alanı olarak bilinen Divriği’nin adı, eski Yunan yazmalarında Apbrike olarak geçmektedir. Bizans devrinde Tepbrike olarak yaygın bir hal almış ve Türklerce Divrik adıyla anılmıştır. Arap Coğrafyacıları ise şehrin adını ilk kaynaklara uygun olarak Abrik şeklinde tespit etmişlerdir.
Divriği, Bizans ile İran arasında sınır karakollarından birini meydana getiriyordu. İmparator Meraklius tarafından Sasani yayılmasından kurtarılan Divriği , kısa zamanda bu sefer Arapların saldırılarıyla karşılaştı. Bu devirde Divriği kendi adıyla anılan ırmağın (Bugünkü Çaltı (Çayı) üstünde yüksek bir tepede sağlam bir kale olarak stratejik bir değer taşımakta idi. Çevredeki halk,doğu Hıristiyanlığı ile paganizmin karışımından meydana gelen ve Samsatlı Pevlus’un yaymış olduğu mezhebi mensupları idi. Bu yüzden pavlikyan adıyla anılan bu mezhebin başlıca merkezlerinden biri idi. Divriği’nin yakınında bulunan büyük bir mağara ile kilise, şehre kutsallık kazandırıyor ve mağarada saklanan din şehitlerinin cesetleri ise Ashab-ı Keyf olarak değerlendiriliyordu. Dik kafalı ve zorlu bir topluluk olan pavlikyanlar bir yandan Ortodoks Bizansla, bir yandan da Araplarla süregelen uğraşmalarında kimi zamanda başarılar elde etmişlerdir. Birinci Basileios 870 yılında Divriği önünde Pavlikyanlara karşı büyük bir başarı kazanmışsa’ da ertesi yıl Pavlikyanlar Ankara ‘ya kadar bütün Kapadokyayı ele geçirmişlerdir.
Malazgirt Meydan Muharebesi'nden sonra Divriği Türk egemenliğine girdiği, Divriği’nin Alpaslan’ın komutanı Mengücek Gazi’ye verildiği ve O’nun bağlı olduğu Oğuz boylarından Kayı, Bayat, Karaevli ve Akevli boylarının yerleştiği bilinmektedir. Mengücek Gazi’nin oğlu İshak’ın 1142 yılında ölümü üzerine ikiye ayrılan Mengücek Beyliğinin Divriği kolunu Süleyman bey kurmuştur. Bu beylik kültürel bir gelişme gösterirken bir yandan da Anadolu Selçuklu Sultanlığına bağlı olarak Hıristiyanlara karşı sürmekte olan savaşlara katılmıştır. Bu devirde Süleyman Şah’ın 1224 tarihinde yaptırdığı kale ile oğlu Ahmetşah tarafından 1228 yılında yaptırılan Ulu Cami ve ayrıca Ulu Cami'ye bitişik olarak Ahmetşah’ın karısı Turan Melek tarafından yaptırılan darrüşifa büyük bir önem taşır. Divriği’deki son Mengücek Beyi Salih’e ait kitabe 1252 tarihini göstermektedir.

Anadolu’daki türk birliğinin dağılmış olduğunu bu devirde, Sivas Eratna oğullarına bağlanmışken Divriği’nin Mısır-Memlük yönetiminde kaldığı görülür. 1398’ de Karyüllük Osman’ın Sivas Sultanı Kadı Burhanettin‘i Zara ile Divriği arasında yenilgiye uğratıp öldürmesinden sonra yöreye egemen olan Osmanlı Beyi Yıldırım Beyazıt, Divriği Kalesini Mısırlı Vali İbrahim Şuhri’nin Oğlundan teslim almış, ancak 1401’de Timur’a karşı Memlük İmparatorluğu ile bir anlaşma yaparken bu kaleyi yine onlara bırakmak zorunda kalmıştır. Divriği’nin Türk Beyliğine kesin olarak katılması, Yavuz Sultan Selim devrinde Mercidabık Zaferinin sonunda olmuştur.
Osmanlı İmparatorluğunca Sivas Beyler Beyine bağlı bir Sancak olarak teşkilatlanan Divriği; Harput, Arapkir ve Zara yolu üzerinde önemli bir konaktı. 17.yüzyıldan başlayarak Anadolu’da güvenliğin bozulması üzerine Tunceli dağlarına sığınan eşkiyaların baskısı altında kaldı. 200 yıl süren bu güvensizlik devresinde şehir güvenilir sığınaklardan biriydi. Sivas İli'nin yeniden teşkilatlanması üzerine Divriği bir İlçe haline getirilmiştir.Divriğinin etnik yapısı Kürt,Türk ve Ermenilerden oluşur.


Konumu
Divriği coğrafik olarak Doğu Anadolu Bölgesi'nde yer alır. İlçe Fırat nehrinin bir kolu olan Çaltı çayı vadisi kenarında kurulmuştur. Denizden yüksekliği 1225 metredir.İlçenin yüzölçümü 2781, 56 Km. karelik bir alanı kaplar Doğusunda Ilıç ve Kemaliye , Batısında Kangal, Kuzeyinde İmranlı ve Zara, Güneyinde Arguvan, Arapkir, Hekimhan İlçeleri ile çevrilidir. Divriği İlçesi çok dağlık bir bölgeyi içine almaktadır. Dağlar arasında dik ve derin vadiler içerisinde Fırat’ın küçük kolları akmaktadır. Arazi çıplak ve vahşi görünüşlüdür
Dağların yüksek,serin ve yaylacılığa elverişli şeklide otlaklarla kaplı olması, ayrıca toprak veriminin düşüklüğü’ de yaylacılığı ön plana çıkarmıştır.
Başlıca yaylaları: Yama, Sarıçiçek, Göldağı,Eğrisu, Demirli ve Dumluca yaylası olmakla birlikte bir çok köyün kendine ait yaylaları vardır
Akarsu ve Gölleri

İlçenin en önemli akar suyunu Kangal İlçesi Karagöl dağlarından çıkan çaltı suyu teşkil eder. Bu ırmak üzerinde yapılmış olan baraj uzun yıllar Divriği'nin elektrik ihtiyacını karşıladı. 1950-1978. Sonraki yıllarda ilçede elektrik tüketiminin artması ile sadece çarşının elektrigini üretebilir hale geldi. Bedrettin Nebipaşagil ve Abdalgilin Halil yıllar yılı bu barajı büyük fedakarlıklarla çalışır ve üretir halde tuttular. Daha sonraki yıllarda interkonnekte sistemin devreye girmesiyle bu elektrik üreten baraj Divriği Belediyesi tarafından devre dışı bırakıldı. Bu su aktığı vadi boyunca tek bir fayda sağlamadan Kemaliye İlçesi topraklarında Karasu'yla karışarak Fırat’ı oluşturur. Sulamada fayda sağlayan bu suyun kollarıdır. Bunların en önemlisi Sincan ve Hamu Dereleri ile Mıh Çayı, Çaltı Çayı ve Palha Çayı'dır. Divriği'nin batısında Pireyp (Pir Eyüp)adı verilen bölgede çeşitli çaylar bulunmaktadır.Divriği'ye yaklaşık 30 dakika uzaklıktaki bu bölge dağlardan gelen tatlı sulardan oluşur.
İklimi
 
Geri
Üst